Ana Sayfa

Kategori

Sayaç

Yeni Doğmuş Bebeklerde Salgın İshal

19 Haziran 2010 Cumartesi

Yeni  doğmuş bebeklerde salgın ishal

Yeni doğmuş bebeklerde salgınishal nedir ?
Bu hastalığa hastanelerde bebekleriçin ayrılmış bölümlerde rastlanır. İshal adı da gösterdiği gibi, hastalığın en önemli tarafıdır. Koli basili denilen bir mikroptan ileri gelmektedir.

Bağırsak sisteminde koli basili genellikle bulunur mu ?
Evet. Bunların birçok türleri bağırsaksisteminde normal olarak bulunur; ancak mikropların bağırsaklarda mutaden bulunmayan türleri bu hastalığa neden olurlar.

Yeni doğmuş bebeklerde salgın ishal, başka mikroplardan da ileri gelebilir mi ?
Evet, çok kez bir virüs veya bir stafilokok bu hastalığın meydana gelmesine neden olabilir.

Bu ciddî bir hastalık sayılır mı ?
Evet.

Ölüme sebebiyet verebilir mi ?
Evet. Ancak geçmiş yıllara oranla günümüzde çok daha ileri tedavi metotları vardır.

Evde yapılan doğumlarda bu hastalığa rastlanır mı ?
Hayır.

Bu hastalık başka ishal türlerinden farklı mıdır ?
Evet, özellikle yalnız yeni doğmuş olan bebeklerde’ görülmesinden dolayı.

Bu tür ishal bulaşıcı mıdır ?
Evet.

Hastanenin bebek bölümünde bu mikrobun kaynağı nedir ?
Genellikle bir başka bebektir. Bu bölümde çalışan veya girip çıkan bir kişinin mikrop taşıyıcı (portör) olmasından da ileri gelebilir.

Salgın ishal daha gelişmiş olan çocuklarda da görülür mü ?
Evet. Bazen bir yaşını doldurmuş çocuklarda bile rastlanmaktadır.

Hastalık nasıl teşhis edilir ?
Laboratuarda dışkılardan bir kültür yaptırmak yoluyla.

Yeni doğmuş bebeklerde salgın ishalin tedavisi nasıl yapılır ?
Antibiyotik ilâçlarla hastalık kontrol altına alınabilmektedir.

Bu hastalık kaç günde tedavi olabilir ?
Yaklaşık olarak bir hafta.

Hastanenin bebek bölümünde bu hastalık görüldüğünde bu bölümü tecrit etmek gerekli midir ?
Evet. Ayrıca bu bölümde bulunan bütün bebeklere koruyucu antibiyotik ilâçlar verilmelidir.

Salgın ishalin yayılması nasıl önlenebilir ?
Temizliğe çok önem verilip böylece enfeksiyonları önlemekle.

Bu hastalığı önlemek için bir aşı var mıdır ?
Hayır yoktur.

Bu hastalığa tutulan bir çocuğun iyileştikten sonra özel bir bakımaihtiyacı var mıdır ?
Genellikle yoktur.

Labels:

Hassas Dişler İçin Evde Bakım

Hassas  dişler için evde bakım

Tatil sezonun açıl açılmasıyla birlikte ilk fırsatta sahil ve deniz kenarlarına giderken kışın özlemini çektiğimiz dondurma ve bol buzlu soğuk içecekler tüketmeye de başladık. Ancak bu durum bazılarına keyifverirken birçok kişi için ise acılı bir deneyim olmaktadır. Eğer sizdedişlerinizi fırçalarken, sıcak yada soğuk gıdalar tüketirken dişlerinizdeani bir acı hissediyorsanız hassasdiş denilen yaygın rahatsızlığa sahipsiniz denilebilir.

Hassas dişlerin birden çok sebebi olduğunun altını çizen Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı bunların arasında en yaygın sebebinin ise dişlerde oluşan çürükler olduğunu belirtiyor. Bunun yanı sıra dişlerde oluşan ancak gözle görülemeyen çatlaklar, dişeti rahatsızlıkları, diş gıcırdatma, dişte meydana gelen kırıklar ya da son günlerde duymaya alıştığımız asit erozyonu gibi birbirinden farklı sebeplerin olduğunu söylüyor ve bize hassas dişlere karşı evde uygulayabileceğimiz tavsiyeler de bulunuyor;

Ağız Hijyeni Çok Önemli; Bireylerin ağız bakımlarına gereken ilgiyi göstermediklerini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı dişlerini düzenli olarak fırçaladıklarını belirten bireylerin bile dişlerinin yarısını fırçaladıklarını belirtiyor. İyi fırçalanmayan dişlerde plak birikimi oluştuğunu bununda dişçürüğü, diş eti hastalıkları gibi pek çok hastalığa neden olduğunun altını çiziyor. Her bir dişin fırçalandığından emin olunarak dişlerin 2-3 dakika boyunca fırçalanması gerektiğini belirten Kazandı fırçanın ulaşılamadığı yerlerde ise diş ipi kullanımın öneminin üzerinde duruyor.Bunun yanında düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret edip dişlerinizi kontrol ettiriptemizletmeniz sizi dişeti hastalıklarından koruyacaktır.

Her Diş Fırçası Size Uygun Değildir; Kendinize uygun bir diş fırçası tercih edin. Sert diş fırçalarıyla dişlerinizde istediğiniz temizliğigerçekleştirdiğinizi düşünebilirsiniz. Ancak sert diş fırçaları diş yüzeyinde ciddi aşınmalara neden olurlar

Özel Diş MacunlarınıTercih Edin; Hassas dişler için üretilmiş çeşitli dişmacunları vardır. Bunların düzenli olarak kullanılması büyük rahatlamasağlayabilir.

Tükettiğiniz Gıdalar Önemlidir; Asit içeren yiyecek ve içeceklerin çok sık tüketilmesi zamanla dişler de erozyon meydana gelmesine neden olur. Bu durum sonucu ise dişlerde hassasiyet oluşur. Bunu önlemek için ise yapılması gereken asitli içecekler tüketirken pipet kullanılmasıdır.

Dişlerinizi Gıcırdatıyorsanız Tedavi Olun; Günümüzde bireyler arasında en sık karşılaşılan rahatsızlık olan diş gıcırdatma ya da sıkma sorunuda dişlerdehassasiyet oluşmasına neden olabilir. Bu gibi şikayetleri olan bir çok hastası olduğunu belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı onlara gecekullanmaları için bir gece plağı verdiklerini böylece dişlerini sıkmayan hastaların dişlerindeki hassasiyetin zamanla azaldığını belirtiyor.

Dişlerinizde ki hassasiyetin neden meydana geldiğinin en doğru kararını dişhekiminiz tarafından verileceğini de belirten Kazandı bu sayede gerekli olantedaviyi de uygulayacaktır diyor.

Labels:

Dumansız Hava Dişleri Koruyor

Dumansız hava dişleri koruyor

Bir taraftan sigara yasağının sınırları, kişileri ne kadar zorlayacağı konuşulurken diğer taraftan uzmanlar her geçen gün sigarasız bir yaşamın sağlığa olan katkılarını sıralamaktadırlar .

Başta kalp ve damar hastalıkları,akciğer kanseri gibi ciddi hastalıklara neden olan sigaranın, içerisinde bulundurduğu nikotin ile diş sağlığını da olumsuz yönde etkilediğini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı sigara içen kişilerin diş ve diş etlerinde çeşitli hastalıklarının gözlenebildiğini kaydediyor.

“Sigara kullanmak ağız kanseri, dişeti çekilmesi, doku bozuklukları, kötü ağız kokusu, dişeti hastalığına yatkınlık, damakta kırmızı renkli iltihabı oluşumu, dişlerin üzerinde katran artıkları veya koyu kahverengi leke gibi birçok rahatsızlığa neden olmaktadır. Bunun yanında ağız kanseri riskini de arttırdığını belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı “ağız kanserinin özellikle son yıllarda çok yaygın bir şekilde görüldüğünü ve bu hastalığa yakalanmış kişilerin büyük bir çoğunun uzun yıllar sigara kullandığını belirtiyor ve sigara kullanımını bırakma ile bu hastalığa yakalanma riskini azaltabilirsiniz” diyor.
Estetiği de kaybettiriyor;

Sigara kullanmak diş kaybına ve gülüşünüzün etkisini kaybetmesine neden olur.

“ Sigara içerisindeki nikotin diş yüzeylerine çökerek bir tabaka oluşturur. Bu tabaka diş estetiğini bozduğu gibi ağızda bakteri oluşumunu hızlandırıp dişlerin çürüğe karşı direncini azaltır. Bunun yanı sıra ağzında diş çürüğü olan birinin sigara içmesi çürüğünün daha hızlı bir şekilde yayılmasına neden olur.”

İçmek kadar solumak da zararlı
Sigara içmek kadar dumanı soluyan kişilerin de dişlerinde büyük bir zarar oluşur. Yapılan birçok çalışma sigara içilen ortamlarda bulunan kişilerin sigara içmeseler bile, içen kişiler kadar sigaradan etkilendikleri ortaya koymuştur.Her yıl binlerce pasif içici sadece sigara dumanını soluduğu için çeşitli hastalıklara yakalanmaktadır ve hatta hayatlarını kaybetmektedirler.”
Dumansız hava sayesinde kişiler sigarayı bırakırlar mı bilinmez ama sigara içmeyenlerin dişlerinin rahat edeceği kesin.



Labels:

Tüp bebek için gözler Danıştay’da

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Prof. Dr. İsmail Mete İtil, Sağlık Bakanlığı’nın embriyo sayısını ‘bir’ ile sınırlayan yeni yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtıklarını duyurdu.

Türkiye’de bir milyon çiftin kısırlık sorunu yaşadığını anlatan İtil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yumurta ve sperm donörünü yasaklayan Avusturya hükümetinin düzenlemesini aile, hayatına aykırı bulduğunu açıkladı.

Antalya’da düzenlenen TJOD 8. Ulusal Kongresi’nde görüştüğümüz Prof. Dr. İtil, Danıştay 10. Dairesi’ne yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açtıklarını söyledi. Danıştay’da konuyla ilgili 5 dava olduğunu belirten İtil, Türkiye’de yüz binlerce çiftin çocuk hasretiyle yanıp tutuştuğunu, birçok etken yüzünden tedaviye ulaşamadıklarını Sağlık Bakanlığı’nın 6 Mart 2010′da uygulamaya başladığı yeni yönetmeliğin de bu durumu perçinlediğini söyledi.

TJOD 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da, kişilerin bireysel özgürlüklerine müdahale olarak gördükleri bu yönetmeliğin iptal edilmesini istediklerini söyledi. Türkiye’de çiftlerin ekonomik durumlarıyla kıyaslandığında tüp bebek tedavisinin pahalı olduğuna işaret eden Tıraş, şöyle konuştu: ‘Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tüp bebek uygulamalarını 2 kez ile sınırladığı düşünüldüğünde, çiftler ilk 2 uygulamada gebelik elde edemezse bundan sonraki denemelerde ilaç dahil tüm harcamaları kendi ceplerinden karşılamak zorunda kalacaklar. Oysa tüp bebek uygulamalarında tek embriyo transferi uygulayan Kuzey Avrupa ülkelerinde, devlet çiftlere sınırsız tüp bebek uygulama hakkı veriyor. Amerikan Üreme Tıbbı Derneği ise ‘35 yaşından küçük kadınlara 1 ya da 2, 35-37 arasındakilere 2 ya da 3, 38-40 arasındakilere 3 ya da 4, 40 yaşından büyüklere ise 5 embriyo verilmesini’ öneriyor.’

AİHM, ‘Evli çiftlere yasak olmaz’ dedi

Avusturya’da kısırlık tedavisi görmek isteyen bir ailenin başvurusunu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’de de emsal olabilecek bir karar verdi. 1 Nisan 2010′da kararını açıklayan AİHM, evli çiftlerin çocuk sahibi olmasıyla ilgili engellemeleri aile hakkına aykırı buldu. Avusturya hükümeti aleyhine dava açan çift, yardımcı üreme yöntemleriyle ilgili görmek istedikleri tedavide karşılarına çıkan Yapay Üreme Yasası’nın iptalini istedi. Mahkeme, çiftin yardımcı üreme yöntemleriyle tedavilerinde sperm ve yumurta donörü kullanılmasını yasaklayan düzenlemenin evli çiftlerin çocuk sahibi olmasını aile haklarına aykırı bulduğunu açıklayarak Avusturya devletinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağı ile özel hayatın ve aile, hayatının korunmasının ihlal ettiğine karar verdi. Avrupa Konseyi’ne üye olan ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 47 Avrupa devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini tanıyor. Uzmanlara göre bu durum Türkiye’yi de donör tedavisine evet demek zorunda bırakabilir.

Çocuk özlemi çekenlerden Akdağ’a mektup

Çocuk İstiyorum Derneği Başkanı Sibel Tuzcu, Sağlık Bakanlığı’nın çoğul gebelik oranlarını azaltmak için embriyo kısıtlamasına gitmesinin, bebek hasretiyle yanıp tutuşan anne, baba adaylarını mağdur ettiğini söyledi. Tuzcu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a yeni yönetmelikte embriyo ve yumurta ile sperm donörüyle ilgili getirilen yasakların aileleri ne ölçüde etkilediğine yönelik bir mektup yazdıklarını anlattı.

Embriyo sayılarının çok katı olduğunu, esnetilmesi gerektiğini söyleyen Tuzcu, ‘Çiftler tüp bebek tedavisine başlamadan aylar önce para biriktirmeye başlıyor, bankadan kredi çekiyor. Oldukça pahalı bir uygulama. Embriyo sayısının az olması deneme sayının artmasına, bu da ailelerin tekrar tekrar tüp bebek için tedavi yoluna gitmelerine sebep oluyor. Maalesef hem ekonomik, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan mağduriyetten başka bir sonucu yok’ diye konuştu. İnsanların bebeklerine ulaşma haklarının ellerinden alınmaması gerektiğini de anlatan Tuzcu, ‘Düşünün hiç yumurtası ya da spermi olmayan ailelere doktorun donör alternatifinden bahsetmesi bile yasak. Oysa bırakın yasaklamayı Sağlık Bakanlığı’nın bizzat bu bilgilendirmeyi yapması gerekir. Mektubumuzda bunları da dile getirdik ve randevu talep ettik’ dedi.



Labels: