Ana Sayfa

Kategori

Sayaç

Yeni Doğmuş Bebeklerde Salgın İshal

19 Haziran 2010 Cumartesi

Yeni  doğmuş bebeklerde salgın ishal

Yeni doğmuş bebeklerde salgınishal nedir ?
Bu hastalığa hastanelerde bebekleriçin ayrılmış bölümlerde rastlanır. İshal adı da gösterdiği gibi, hastalığın en önemli tarafıdır. Koli basili denilen bir mikroptan ileri gelmektedir.

Bağırsak sisteminde koli basili genellikle bulunur mu ?
Evet. Bunların birçok türleri bağırsaksisteminde normal olarak bulunur; ancak mikropların bağırsaklarda mutaden bulunmayan türleri bu hastalığa neden olurlar.

Yeni doğmuş bebeklerde salgın ishal, başka mikroplardan da ileri gelebilir mi ?
Evet, çok kez bir virüs veya bir stafilokok bu hastalığın meydana gelmesine neden olabilir.

Bu ciddî bir hastalık sayılır mı ?
Evet.

Ölüme sebebiyet verebilir mi ?
Evet. Ancak geçmiş yıllara oranla günümüzde çok daha ileri tedavi metotları vardır.

Evde yapılan doğumlarda bu hastalığa rastlanır mı ?
Hayır.

Bu hastalık başka ishal türlerinden farklı mıdır ?
Evet, özellikle yalnız yeni doğmuş olan bebeklerde’ görülmesinden dolayı.

Bu tür ishal bulaşıcı mıdır ?
Evet.

Hastanenin bebek bölümünde bu mikrobun kaynağı nedir ?
Genellikle bir başka bebektir. Bu bölümde çalışan veya girip çıkan bir kişinin mikrop taşıyıcı (portör) olmasından da ileri gelebilir.

Salgın ishal daha gelişmiş olan çocuklarda da görülür mü ?
Evet. Bazen bir yaşını doldurmuş çocuklarda bile rastlanmaktadır.

Hastalık nasıl teşhis edilir ?
Laboratuarda dışkılardan bir kültür yaptırmak yoluyla.

Yeni doğmuş bebeklerde salgın ishalin tedavisi nasıl yapılır ?
Antibiyotik ilâçlarla hastalık kontrol altına alınabilmektedir.

Bu hastalık kaç günde tedavi olabilir ?
Yaklaşık olarak bir hafta.

Hastanenin bebek bölümünde bu hastalık görüldüğünde bu bölümü tecrit etmek gerekli midir ?
Evet. Ayrıca bu bölümde bulunan bütün bebeklere koruyucu antibiyotik ilâçlar verilmelidir.

Salgın ishalin yayılması nasıl önlenebilir ?
Temizliğe çok önem verilip böylece enfeksiyonları önlemekle.

Bu hastalığı önlemek için bir aşı var mıdır ?
Hayır yoktur.

Bu hastalığa tutulan bir çocuğun iyileştikten sonra özel bir bakımaihtiyacı var mıdır ?
Genellikle yoktur.

Labels:

Hassas Dişler İçin Evde Bakım

Hassas  dişler için evde bakım

Tatil sezonun açıl açılmasıyla birlikte ilk fırsatta sahil ve deniz kenarlarına giderken kışın özlemini çektiğimiz dondurma ve bol buzlu soğuk içecekler tüketmeye de başladık. Ancak bu durum bazılarına keyifverirken birçok kişi için ise acılı bir deneyim olmaktadır. Eğer sizdedişlerinizi fırçalarken, sıcak yada soğuk gıdalar tüketirken dişlerinizdeani bir acı hissediyorsanız hassasdiş denilen yaygın rahatsızlığa sahipsiniz denilebilir.

Hassas dişlerin birden çok sebebi olduğunun altını çizen Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı bunların arasında en yaygın sebebinin ise dişlerde oluşan çürükler olduğunu belirtiyor. Bunun yanı sıra dişlerde oluşan ancak gözle görülemeyen çatlaklar, dişeti rahatsızlıkları, diş gıcırdatma, dişte meydana gelen kırıklar ya da son günlerde duymaya alıştığımız asit erozyonu gibi birbirinden farklı sebeplerin olduğunu söylüyor ve bize hassas dişlere karşı evde uygulayabileceğimiz tavsiyeler de bulunuyor;

Ağız Hijyeni Çok Önemli; Bireylerin ağız bakımlarına gereken ilgiyi göstermediklerini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı dişlerini düzenli olarak fırçaladıklarını belirten bireylerin bile dişlerinin yarısını fırçaladıklarını belirtiyor. İyi fırçalanmayan dişlerde plak birikimi oluştuğunu bununda dişçürüğü, diş eti hastalıkları gibi pek çok hastalığa neden olduğunun altını çiziyor. Her bir dişin fırçalandığından emin olunarak dişlerin 2-3 dakika boyunca fırçalanması gerektiğini belirten Kazandı fırçanın ulaşılamadığı yerlerde ise diş ipi kullanımın öneminin üzerinde duruyor.Bunun yanında düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret edip dişlerinizi kontrol ettiriptemizletmeniz sizi dişeti hastalıklarından koruyacaktır.

Her Diş Fırçası Size Uygun Değildir; Kendinize uygun bir diş fırçası tercih edin. Sert diş fırçalarıyla dişlerinizde istediğiniz temizliğigerçekleştirdiğinizi düşünebilirsiniz. Ancak sert diş fırçaları diş yüzeyinde ciddi aşınmalara neden olurlar

Özel Diş MacunlarınıTercih Edin; Hassas dişler için üretilmiş çeşitli dişmacunları vardır. Bunların düzenli olarak kullanılması büyük rahatlamasağlayabilir.

Tükettiğiniz Gıdalar Önemlidir; Asit içeren yiyecek ve içeceklerin çok sık tüketilmesi zamanla dişler de erozyon meydana gelmesine neden olur. Bu durum sonucu ise dişlerde hassasiyet oluşur. Bunu önlemek için ise yapılması gereken asitli içecekler tüketirken pipet kullanılmasıdır.

Dişlerinizi Gıcırdatıyorsanız Tedavi Olun; Günümüzde bireyler arasında en sık karşılaşılan rahatsızlık olan diş gıcırdatma ya da sıkma sorunuda dişlerdehassasiyet oluşmasına neden olabilir. Bu gibi şikayetleri olan bir çok hastası olduğunu belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı onlara gecekullanmaları için bir gece plağı verdiklerini böylece dişlerini sıkmayan hastaların dişlerindeki hassasiyetin zamanla azaldığını belirtiyor.

Dişlerinizde ki hassasiyetin neden meydana geldiğinin en doğru kararını dişhekiminiz tarafından verileceğini de belirten Kazandı bu sayede gerekli olantedaviyi de uygulayacaktır diyor.

Labels:

Dumansız Hava Dişleri Koruyor

Dumansız hava dişleri koruyor

Bir taraftan sigara yasağının sınırları, kişileri ne kadar zorlayacağı konuşulurken diğer taraftan uzmanlar her geçen gün sigarasız bir yaşamın sağlığa olan katkılarını sıralamaktadırlar .

Başta kalp ve damar hastalıkları,akciğer kanseri gibi ciddi hastalıklara neden olan sigaranın, içerisinde bulundurduğu nikotin ile diş sağlığını da olumsuz yönde etkilediğini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı sigara içen kişilerin diş ve diş etlerinde çeşitli hastalıklarının gözlenebildiğini kaydediyor.

“Sigara kullanmak ağız kanseri, dişeti çekilmesi, doku bozuklukları, kötü ağız kokusu, dişeti hastalığına yatkınlık, damakta kırmızı renkli iltihabı oluşumu, dişlerin üzerinde katran artıkları veya koyu kahverengi leke gibi birçok rahatsızlığa neden olmaktadır. Bunun yanında ağız kanseri riskini de arttırdığını belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı “ağız kanserinin özellikle son yıllarda çok yaygın bir şekilde görüldüğünü ve bu hastalığa yakalanmış kişilerin büyük bir çoğunun uzun yıllar sigara kullandığını belirtiyor ve sigara kullanımını bırakma ile bu hastalığa yakalanma riskini azaltabilirsiniz” diyor.
Estetiği de kaybettiriyor;

Sigara kullanmak diş kaybına ve gülüşünüzün etkisini kaybetmesine neden olur.

“ Sigara içerisindeki nikotin diş yüzeylerine çökerek bir tabaka oluşturur. Bu tabaka diş estetiğini bozduğu gibi ağızda bakteri oluşumunu hızlandırıp dişlerin çürüğe karşı direncini azaltır. Bunun yanı sıra ağzında diş çürüğü olan birinin sigara içmesi çürüğünün daha hızlı bir şekilde yayılmasına neden olur.”

İçmek kadar solumak da zararlı
Sigara içmek kadar dumanı soluyan kişilerin de dişlerinde büyük bir zarar oluşur. Yapılan birçok çalışma sigara içilen ortamlarda bulunan kişilerin sigara içmeseler bile, içen kişiler kadar sigaradan etkilendikleri ortaya koymuştur.Her yıl binlerce pasif içici sadece sigara dumanını soluduğu için çeşitli hastalıklara yakalanmaktadır ve hatta hayatlarını kaybetmektedirler.”
Dumansız hava sayesinde kişiler sigarayı bırakırlar mı bilinmez ama sigara içmeyenlerin dişlerinin rahat edeceği kesin.



Labels:

Tüp bebek için gözler Danıştay’da

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Prof. Dr. İsmail Mete İtil, Sağlık Bakanlığı’nın embriyo sayısını ‘bir’ ile sınırlayan yeni yönetmeliğin iptali için Danıştay’a dava açtıklarını duyurdu.

Türkiye’de bir milyon çiftin kısırlık sorunu yaşadığını anlatan İtil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yumurta ve sperm donörünü yasaklayan Avusturya hükümetinin düzenlemesini aile, hayatına aykırı bulduğunu açıkladı.

Antalya’da düzenlenen TJOD 8. Ulusal Kongresi’nde görüştüğümüz Prof. Dr. İtil, Danıştay 10. Dairesi’ne yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açtıklarını söyledi. Danıştay’da konuyla ilgili 5 dava olduğunu belirten İtil, Türkiye’de yüz binlerce çiftin çocuk hasretiyle yanıp tutuştuğunu, birçok etken yüzünden tedaviye ulaşamadıklarını Sağlık Bakanlığı’nın 6 Mart 2010′da uygulamaya başladığı yeni yönetmeliğin de bu durumu perçinlediğini söyledi.

TJOD 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da, kişilerin bireysel özgürlüklerine müdahale olarak gördükleri bu yönetmeliğin iptal edilmesini istediklerini söyledi. Türkiye’de çiftlerin ekonomik durumlarıyla kıyaslandığında tüp bebek tedavisinin pahalı olduğuna işaret eden Tıraş, şöyle konuştu: ‘Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tüp bebek uygulamalarını 2 kez ile sınırladığı düşünüldüğünde, çiftler ilk 2 uygulamada gebelik elde edemezse bundan sonraki denemelerde ilaç dahil tüm harcamaları kendi ceplerinden karşılamak zorunda kalacaklar. Oysa tüp bebek uygulamalarında tek embriyo transferi uygulayan Kuzey Avrupa ülkelerinde, devlet çiftlere sınırsız tüp bebek uygulama hakkı veriyor. Amerikan Üreme Tıbbı Derneği ise ‘35 yaşından küçük kadınlara 1 ya da 2, 35-37 arasındakilere 2 ya da 3, 38-40 arasındakilere 3 ya da 4, 40 yaşından büyüklere ise 5 embriyo verilmesini’ öneriyor.’

AİHM, ‘Evli çiftlere yasak olmaz’ dedi

Avusturya’da kısırlık tedavisi görmek isteyen bir ailenin başvurusunu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’de de emsal olabilecek bir karar verdi. 1 Nisan 2010′da kararını açıklayan AİHM, evli çiftlerin çocuk sahibi olmasıyla ilgili engellemeleri aile hakkına aykırı buldu. Avusturya hükümeti aleyhine dava açan çift, yardımcı üreme yöntemleriyle ilgili görmek istedikleri tedavide karşılarına çıkan Yapay Üreme Yasası’nın iptalini istedi. Mahkeme, çiftin yardımcı üreme yöntemleriyle tedavilerinde sperm ve yumurta donörü kullanılmasını yasaklayan düzenlemenin evli çiftlerin çocuk sahibi olmasını aile haklarına aykırı bulduğunu açıklayarak Avusturya devletinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılık yasağı ile özel hayatın ve aile, hayatının korunmasının ihlal ettiğine karar verdi. Avrupa Konseyi’ne üye olan ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 47 Avrupa devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini tanıyor. Uzmanlara göre bu durum Türkiye’yi de donör tedavisine evet demek zorunda bırakabilir.

Çocuk özlemi çekenlerden Akdağ’a mektup

Çocuk İstiyorum Derneği Başkanı Sibel Tuzcu, Sağlık Bakanlığı’nın çoğul gebelik oranlarını azaltmak için embriyo kısıtlamasına gitmesinin, bebek hasretiyle yanıp tutuşan anne, baba adaylarını mağdur ettiğini söyledi. Tuzcu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a yeni yönetmelikte embriyo ve yumurta ile sperm donörüyle ilgili getirilen yasakların aileleri ne ölçüde etkilediğine yönelik bir mektup yazdıklarını anlattı.

Embriyo sayılarının çok katı olduğunu, esnetilmesi gerektiğini söyleyen Tuzcu, ‘Çiftler tüp bebek tedavisine başlamadan aylar önce para biriktirmeye başlıyor, bankadan kredi çekiyor. Oldukça pahalı bir uygulama. Embriyo sayısının az olması deneme sayının artmasına, bu da ailelerin tekrar tekrar tüp bebek için tedavi yoluna gitmelerine sebep oluyor. Maalesef hem ekonomik, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan mağduriyetten başka bir sonucu yok’ diye konuştu. İnsanların bebeklerine ulaşma haklarının ellerinden alınmaması gerektiğini de anlatan Tuzcu, ‘Düşünün hiç yumurtası ya da spermi olmayan ailelere doktorun donör alternatifinden bahsetmesi bile yasak. Oysa bırakın yasaklamayı Sağlık Bakanlığı’nın bizzat bu bilgilendirmeyi yapması gerekir. Mektubumuzda bunları da dile getirdik ve randevu talep ettik’ dedi.



Labels:

Aile hekimliği çözüm olacak mı?

Aile Hekimliği birinci basamak sağlık hizmetlerine odaklanan uzmanlık alanı olarak adlandırılıyor. Bireye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı ve tedavi hizmetlerinin bireylerin kendi seçeceği doktorlartarafından (aile hekimleri veya aile doktorları gibi) yürütülmesiamaçlanıyor. Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği geçtiğimiz günlerde resmi gazetede yayınlandı.

Aile hekimlerinin görevleri

Yönetmelikte aile hekimlerinin bazı görevleri;

• Kendisine kayıtlı kişileri bir bütün olarak ele alıp, kişiye yönelik koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini bir ekip anlayışı içinde sunar.Kendisine kayıtlı kişilerin ilk değerlendirmesini yapmak için altı ay içinde ev ziyaretinde bulunur veya kişiler ile iletişime geçer,nKişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini verir,

• Sağlıkla ilgili olarak kayıtlı kişilere rehberlik yapar, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleriniverir,

• Kayıtlı kişilerin yaş, cinsiyet ve hastalık gruplarına yönelik izlem ve taramaları (kanser, kronik hastalıklar, gebe, loğusa, yenidoğan, bebek, çocuk sağlığı, adölesan, erişkin, yaşlı sağlığı ve benzeri) yapar,



Labels:

Kadınların cinsel fantezileri sınır tanımıyor

Kadınların  cinsel fantezileri sınır tanımıyor

Uzmanlar, fantezileri cinsel yaşamı renklendiren, kişiye özel kılan, değişkenlik kazandıran yaratıcı motifler olarak tanımlıyorlar.

Fantezisi olmayanın cinselliği kısa sürüyor. Cinsellik potansiyelinizin artması için düş gücünüze sansür koymayın.

• Cinsel fantezilerin var olabilmesi ve zenginliği kaçınılmaz olarak cinsel
tabularla ters düşüyor.

Cinsel tabular ne kadar azsa haz alabilecek şeyler de o kadar artıyor.

• Değişik çağlarda, değişik toplumlarda hep bir takım yasaklarla çevrilen kadın
cinselliğinde fantezilerden duyulabilecek haz ile suçluluk duyguları at başı gidiyor.

• Kadınlar sadece cinsel davranışlardan değil, fantezilerinden bile suçluluk duyuyorlar. Hatta, cinsel fantezileri varsa bunların “cinsel sapkınlık” olup olmadığını merak ediyorlar, kendilerini suçluyorlar.

• Uzmanlar, fantezileri cinsel yaşamı renklendiren, kişiye özel kılan, değişkenlik
kazandıran yaratıcı motifler olarak tanımlıyorlar. Fantezilerin sürekli bir partneri
olan veya olmayan kadınların cinsel yaşamını monotonluktan, sıradanlıktan
uzaklaştırıp, zenginleştirdiğine dikkat çekiyorlar.

• Cinsel fantezinin içeriği ne olursa olsun kimseye zararı yok. Kurulan fanteziyi gerçekten yaşamak istemek de gerekmiyor.

• Cinsel fanteziler kişiye özel ve her zaman cinsel eşle paylaşmak gerekmiyor. Bazı
kadınlar, cinsel fantezileri bir ihanet gibi yaşarken, bazı kadınlar da eşlerinin
cinsel fantezilerini bir dışlanma olarak yaşayabiliyorlar.

Kadınların ilginç fantezileri

İngiliz yazar kitabında gerçek hayattan alınan kadın fantezilerini yazdı. İşte kadınların şaşırtan fantezileri. Herkes hayal kurar, herkesin düşgücü vardır. Cinsel fantezilerde buna dahil. Ama en çok cinsel fanteziler gizlenir, açıklanmaz. Özellikle de kadınlar fantezilerini çok fazla paylaşma yanlısı değildir. Sadece yakın kız arkadaşlarıyla paylaşırlar cinsel fantezilerini… Kocalarına ya da sevgililerine “fantezilerini” anlatmaya korkarlar.

Nancy Friday’in “fantezi” kitabı “Fanteziler, cinsiyetin gelişimi olarak düşünülmelidir. Bence kadınlardaki cinsel bilgi potansiyeli, bu gizli tehdit ve güçlü rakip en çok erkekleri rahatsız ediyor”. Ünlü yazar Nancy Friday büyük ilgi gören “Benim Gizli Bahçem” adlı kitabının önsözünde böyle diyor.



Labels:

Alkol ve madde bağımlılığı

Alkol ve madde bagimliligi

ALKOL KULLANIMI
Alkolü günümüzde stres atmak, duygudurumumuzu degistirmek veya eglenmek için kullaniriz. Ergenler de ise merak , özenti ve kendini kanitlama alkol kullaniminda basta önemli nedenlerdir. Bu , arada bir seyrek kullanimlar bir süre sonra siklasmaya ve ilerledikçe karsi konulmaz bir alkol tüketimine döner. Bu süreçte kisinin hayati birçok yönden degisir

MADDE KULLANIMI
Madde kullaniminda da alkol kullaniminda geçerli olan nedenler asagi yukari aynidir: gevseme istegi , arkadas çevresi , stres atma , rahatlama , özenti gibi . Genelde bir kez denemeyle baslar .

Ve madde kullanimi hakkindaki YANLIS DÜSÜNCELER:

“Bir kereden bir sey olmaz ”
“Herkes kullaniyor ”
“Benim iradem güçlüdür bu yüzden bagimli olmam ”
“Istedigim zaman birakabilirim ” tarzi düsünceler bagimliliga dönüsmesine yol açar.

Uzun süreli alkol ve madde kullanimiyla görülen olumsuz degisimler:
Ailesi ve sosyal çevresiyle iliskileri bozulur ya da çevresi sadece kendisi gibi alkol ve madde kullananlardan olusur.
Is hayati bozulur ; ekonomik sikintilar yasamaya baslar
Duygusal çökkünlük hali yasanmaya baslanir.
Cinsel hayatta sorunlar bas gösterir.
Kültürel , sanatsal , sportif faaliyetlere katilamaz .
Saldirgan davranislar görülür.
Intihar düsünceleri veya tesebbüsleri bulunur.
Yaninda eslik eden baska madde kullanimlari olabilir.
Tabi bunlarin yaninda birçok saglik problemi de kendisini gösterir.

Alkol ve Madde Bagimliligi Nasil Olusur?
Ilk olarak böyle merak veya özentiyle baslar. Daha sonra ‘zevk’ için ara sira kullanir ama kisiye göre hala birakabilecegini düsünür. Giderek daha fazla vaktini madde ile geçirir. Artik sadece ‘zevk almak’ için degil üzüldügü zamanlarda da maddeye basvurur. Bir süre sonra madde almadigi zaman ortaya çikan yoksunluk belirtilerini yok etmek için almaya devam eder.Bagimli oldugunda da artik ‘zevk almak’ için degil ‘normal’ hissedebilmek için kullanir. . Bagimlilik bu sekilde olusur .

Bagimliliktan nasil kurtulunur?
Bagimli olduktan sonra kurtulmak o kadar kolay gerçeklesmez . Bunun için kisinin tibbi ve psikolojik yardima ihtiyaci vardir.

Her iki madde aliskanliginin tedavisinde kullanilan yöntemler:
Ilaç tedavisi
Bilissel-davranisçi terapiler
Grup terapileri
Destekleyici psikoterapi
Aile terapisi

Labels:

Yavaş Gelişen Bir Menopoz

9 Haziran 2010 Çarşamba

Çok yavaş gelişen bir menopoz

Menopoz regllerin son bulduğudönemdir. Bu büyük bir hor monsal bozukluğu beraberinde etirir. Sonuç olarak organizma değişir, daha sonra progesteron ve östrojen üretimi durur. Bu iki hormon sadece regllerde etkili değildir. Deri, kemik, beyin kalp: bütün organlar bu iki hormon tarafından etkilenir. Bu ne­denle menopoz “üreme zincirini” durdurur bu hormonların yokluğuçeşitli sarsıntıları beraberinde getirir.

Sık rastlanılanlar arasında:
* Aşırı hararet
* Yorgunluk, sinir bozuklukları
* Libido düşüklüğü
* Vajinal kuruluk, üriner akıntı sayılabilir.

Ve Okinavva’da
Menopoz, birkaç bozukluğa ve küçük rahatsızlıklara neden olur, ama onlar hiçbir zaman ilaç kullanmamışlardır. Okina vva’da oturan kadınlar, hiçbirhormon tedavisi görmeden tartış maların ışığında yıllarca kendi tıbbiilaçlarıyla yaşadılar. Onlar ne hastalandılar (Okinavva’nın ultra modern bir şekilde kendile rini koruduklarını söyleyebiliriz) ne de buna ihtiyaç duydular. Okinavva’lı kadınlar menopozu bir hastalık olarak düşünmezler, diğerleri gibi onu da yaşamın bir parçası olarak görürler ve ya şamlarının geri kalanını çok iyi bir sağlıkla ve güçle sürdürmeyi kendilerine amaç edinirler.

Gerçekte, östrojen ve ya da progesteron (hormonsal yeterli lik tedavisinin başlıcalarıdır) taşıyan ilaçlara başvurmaktansa onların bu hormonları beslenmelerinden karşılamaları daha iyi dir, bu onların ömrünü uzatır. Özellikle mükemmel bir fitoöstro-jen kaynağı olan soya, yani kısacası, bu sebzelerle birlikte me nopozun sebep olduğu semptomların etkileri hafifletilebilir bu nunla birlikte bütünüyle iskelet güçlenir, kalp ve beyin korunur ve kanserin etkilerinden kaçınılır. Bu bir gizem ya da saklanan bir sır değildir: Bu, dikkatli ve düzenli bir sağlık bilgisine sahip bir mantıksal tutarlılıktır.

Menopoza bağlı semptom ağırlaştırıcılar
* Uygunsuz bir beslenme
* Sigara tiryakiliği
* Sedantarite

Menopozu kolaylaştıran veriler
%100 Okinavva beslenmesi! Soya, su yosunu, iyi yağlar, flovoinidler. Bütün bunlar menopozu yavaşlatan bir etkiye sa hiptirler.

Dans etmek, bahçe işleri yapmak, yürümek ve dövüş sporlarıya ilgilenmek (= fiziksel etkinlik)
Ayrıntılı bilgi: Hormon tedavisi izleseniz de izlemeseniz de seçimleriniz ne olursa olsun iyi bir yaşamsal sağlık bilgisi ile ya rarlı bir biçimde iyi bir sağlığa ve uzun bir yaşama kavuşabilir siniz. Birine ya da diğerine karşı olmaya gerek yok.



Labels:

Sigara çocuğunuzun kalbini incitir

Dumanaltına maruz kalmakla, 2 ila 5 yaşlarındaki çocuklarda damar rahatsızlığı arasında bağlantı bulundu.

Amerikan Kalp Derneği´ne sunulan bir araştırmada, dumanaltı olmanın yeni yürümeye başlamış ve obez çocuklarda diğer çocuklara göre daha büyük damar ve diğer rahatsızlıklara neden olduğu, bu çocukların yaşamlarının ileri aşamalarında kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin daha yüksek olduğu belirtildi.

Ohio Devlet Üniversitesi´nin yaptığı araştırmaya katılanlardan John Bauer, dumanaltına maruz kalmakla, 2 ila 5 yaşlarındaki çocuklarda damar rahatsızlığı arasında bağlantı bulduklarını ifade ederek, bu yaş grubunda olup aynı zamanda obez olan çocukların damar ve diğer hastalıklara yakalanma riskinin iki kat daha fazla olduğunu vurguladı.

Araştırmada, 52´si küçük erkek ve kız çocuk ile yaşları 9 ila 18 arasındaki 107 dumanaltı olan çocuğun durumu karşılaştırıldı. Küçük çocukların yaşça büyüklere göre 4 kat daha fazla risk altında oldukları belirlendi. Bu duruma küçük çocukların sigara içen ebevenynlerine yaşları gereği daha yakın ve bağımlı olmalarının yol açmış olabileceği kaydedildi.

Küçük çocukların sigara dumanına maruz kalmaları nedeniyle sağlıklı dolaşım sisteminin devamı ve onarımında rol alan ´´endothelial progenitor´´ hücrelerinin sayısının da yüzde 30 oranında düştüğü ortaya çıktı.

ABD´deki çocukların yüzde 25´inin dumanaltı olduğu bildirildi.



Labels:

Apandisit Belirtileri Nelerdir?


Karın ağrısı apandisitin en önemli belirtisidir. Göbek çevresi ve mide bölgesinde, şiddetli, uzun süreli ve kramplaşmaya müsait bir biçimdedir. 1-12 saat arasında devam ettikten sonra sağ alt bölgeye yerleşen ağrı devam eder. Bazı hastalarda üst bölgelerde görülmeden sağ alt bölümde de görülebilir.

Apendiks isimli dokunun iltihaplanması ile oluşan sorun ve beraberinde neden olduğu ağrı apandisitin durumuna göre farklılık gösterebilir. Sırta vuran, kasığa yayılan ağrılar oluşabilir.

İştah yokluğu neredeyse tüm apandisit vakalarında görülür. Hatta iştahsızlık olmadığı durumlarda teşhisin doğru yapılıp yapılmadığı bile değerlendirilmektedir. Hastaların beşte dördünde kusma vardır. En az bir ya da iki kez kusma gözlenmektedir. Karın ağrısı başlamadan önce kabızlık şikayeti de görülür. Bazı hastalar ve özellikle çocuklarda ise ishal görülmektedir. Bu nedenle bağırsak hareketleri apandisit tanısında güvenilir bir kaynak olmadığından gözardı edilir.

Belirtilerin görülmesinde ise ilk olarak iştahsızlık, karın ağrısı ve kusma sırası vardır. Kusma en erken belirti ise tanıda bir hata olabileceği genellikle doktorlar tarafından vurgulanan bir gerçektir.



Labels:

Üstün Zekalı Çocukların Bilişsel Özellikleri

Üstün zekalı çocuklar doğumlarını izleyen kısasüre içinde çevrelerinde olan olaylara, duydukları ve dokundukları nesnelere çok daha fazla ilgi gösterir. Dikkatlerini kolayca toplayarak uzun süre koruyabilirler. Yaşın ilerlemesi ile dikkat yoğunluğu süresi artar. Hevesli ve meraklı olmaları, öğrenme istekleri sebebiyle karşılaştıkları problemler üzerinde akıl yürütebilir ve kavramlar meydana getirebilirler.

Akıcı düşüncelere sahiptirler. Ezberleme ve bunları uzun süre koruyabilme yetenekleri vardır. Geniş kelime bilgilerinin yanısıra okumayı genellikle kendi başlarına öğrenirler. Sayıları severler. Zamanı küçük yaşlarda kavrarlar. Başladıkları işleri bitirmeyi ve başkalarının kendilerine bilgi vermesinden hoşlanırlar.

Kavramlar arasında mantıksal bir ilişkiyi görebilir, dildeki mecazi anlamları kavrayabilirler. Mantıksal muhakemeler kurar karmaşık problemlere rahatlıkla çözümler üretebilmektedirler. Yaratıcılık konusunda yaşıtlarına oranla daha akıcı ve esnek düşünebilmekte, en küçük ayrıntıları bile değerlendirmekte, aynı konuda pek çok farklı fikir üretebilmektedirler. Karmaşık düşünce süreçlerine ve analitik düşünebilme yeteneklerine sahip olduklarından matematiksel ilişkileri çabuk kavrayabilmekte ve uygulayabilmektedirler.



Labels:

Astım nedir


Çok eski çağlardan beri bilinen astım, solunum yollarının, ataklar halinde gelen tıkanmalarıyla kendini gösteren uzun seyirli bir hastalıktır. Genellikle çocukluk çağında başlar ve tedavi edilmediği durumlarda ölümcül olabilir.

Çocukluk çağında meydana gelen ve kronikleşen hastalıkların en sık görülenidir. Görülme sıklığı ırk, yaşanılan bölge ve çevreye göre değişiklik arzetmektedir.

Astım çocukluk çağı ve erişkin yaş grubunda sakatlayıcı özelliği en yüksek süreğen hastalıklardan biridir. Hastalar yaşadıkları nefes darlığı ataklarının dışında tamamen normaldir. Bu ataklar egzersiz, virüs kaynaklı enfeksiyonlar, allerjenler, soğuk, ve sigara gibi uyarıcılarla tetiklenir. Günümüzde astım temellerinin daha çocukluk çağında atıldığı bilinmektedir.

Tüm çocukların neredeyse yarısı hayatlarının ilk 5 yılında en az bir nefes darlığı atağı yaşarlar. Ve bu çocukların yüzde 15 inde kalıcı nefes darlığı problemi oluşur. Astıma eğilim hayatın ilk aylarında genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar. Astım özellikle çocuklarda öksürük, akciğer ödemi, kalp yetmezliği, sinüzit, uyku apnesi nefesdarlığı, orta kulak iltihabı gibi sorunlara yol açar.

Nefes alırken hırıltılı ses çıkaran ve öksürüğü sıklaşan çocuklar mutlaka doktora götürülmelidir. Astım oluşumunda kalıtsal ve çevresel faktörler etkilidir. Küf, polen, hayvan tüyü, akarlar, böcekler, temizlik kimyasalları, parfümler, yemekler, kömür, tebeşir tozu alerjiye neden olabilmektedİR.

Astım tanısı kolay koyulan bir tanı değildir. Erişkinlerin ve çocukların astımları, belirtileri ve kökenleri arasında büyük fark bulunmaktadır.

Hava yolunda bulunan düz kasların normal olmayan davranışı ile oluşan astmda enfeksiyon varlığı hava yolunun daralması ya da kapanmasına neden olarak neden olan maddelerin bu bölgelerde yoğunlaşmasına yol aça



Labels:

Göz Tembelliği

Ambliyopi terimi görme ve tembellik kelimelerinin latincelerinden oluşan görmede yavaşlık olarak adlandırılan bir rahatsızlıktır. Genellikle organik bir nedeni olmaksızın görme keskinliğinin azaldığı ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Şaşılık ile birlikte en fazla görülen suyu anormalliğidir. Göz tembelliği şaşılığa neden olabilmektedir.

Tek taraflı yani tek gözde olabildiği gibi iki gözde de olabilir. Göz tembelliği olduğunun sözlenmesi için iki göz arasında bariz şekilde görme keskinliği farkı olmalıdır. Ayrıca görülen nesnelerin şekillerinde bozukluk ve derinlik algısında yanılsama da bulunmaktadır.

Tüm nüfusun yüzde dördünde göz tembelliği bulunmaktadır. 45 yaşına kadar bu nedenle olan görme kayıpları, diğer tüm nedenlerle olan görme kayıplarından oldukça fazladır. Bu istatistikle görme kaybının en önemli nedenlerinden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Tek taraflı göz tembelliği olmasının nedenleri şaşılık, kırılma farkları, katarakt, korneada matlaşma, kontrolsüz göz kırpma, çift taraflı tembelliğin nedenleri ise çift taraflı katarakt, hipermetropluğun tedavi edilmemesi ve gözlerin kontrolsüz olarak sürekli hareket ettirilmesidir.



Labels: